Başkanlık Sistemi Türk Buluşu I Türkiye Gazetesi - 4 Şubat 2011

Başkanlık sistemi Türk buluşu I ÖZEL HABER

 

Başbakan Erdoğan’ın tartışmaya açtığı sistemi ilk defa Hun Türkleri’nin kullandığı ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Başkanlık tartışılmalı. Amerika bunu uyguluyorsa; başkanlık nedir, ne değildir, yarı başkanlık nasıl bir şeydir? Halkım bunu bilmeli” sözleriyle gündeme gelen ‘başkanlık sistemi’ni mercek altına aldık.

“ABD’de 222 yıldır başarıyla uygulanan başkanlık sistemi, bizde de uygulanabilir mi?” sorusunun cevabını aradık.

Merhum Turgut Özal, daha sonra da Süleyman Demirel tarafından gündeme getirilen başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalara farklı bir boyut getiren, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez,”Başkanlık sistemini ilk kez Türkler uyguladı” dedi.

Eğilmez, “Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki; başkanlık sistemi Türklerin çok da yabancı olduğu bir sistem değildir. Başkanlık sisteminin bugün dünyada uygulanan şekline yakın, bir devlet yönetim tarzını ilk uygulayan devlet, M.Ö. III. Yüzyılda kurulan Asya Hun Devleti oldu, bu gelenek sonraki Türk devletlerinde de aynen devam etti” açıklamasını yaptı.

 

ABD, OSMANLI’DAN ALDI

Atatürk ve İsmet İnönü dönemlerinin, resmiyette getirilmese de uygulamada başkanlık sistemi olduğunu belirten TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu ise “Türkiye İçin Başkanlık Sistemi” adlı kitabında konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Eski Türklerde ve Osmanlıdan kalan 600 yıllık padişahlık geleneğimiz var. 1950-60 dönemi ‘güçlü icra’ yönü ile bu modeli çağrıştırmaktadır. Özal’ın Cumhurbaşkanlığı dönemi yer yer başkanlık sistemini hatırlatmaktadır.”

“Başkanlık rejiminin bizim topraklarımızda yaşayabileceği ve bu topraklara yabancı olmayan bir sistem olduğu kanaatindeyiz” diyen Kuzu, “Esasen ABD’nin ilk kuruluşunda bu sistem oluşturulurken, o günün Osmanlı yönetiminden etkilendikleri de bir gerçektir” diye konuştu.

“150 yıldır bu memleket hep Anayasa tartışmaları ile meşgul edilmiş ve hiç bir neticeye de varılmamıştır” diyen Kuzu, başkanlık sisteminin milletin özüne en uygun model olduğunu belirtti.

 

ATATÜRK BAŞKANDI

“Türk tarihinde ‘tek lidere bağlılık’, devlet sisteminin yürütülmesinde etkili olmuştur” tespitini yapan Hasan Celal Güzel de, konuyla ilgili yazısında, “Başta Osmanlı Devleti olmak üzere çeşitli Türk devletlerinde, sistemin dengeleri ve ayakta durmasını sağlayan müesseseler inşa edilmiştir. Osmanlı’nın asırlara dayanan engin tecrübesiyle geliştirdiği yönetim modeli, önce Tanzimat bürokrasisinince değiştirilmiş, daha sonra da II. Meşrûtiyet’in İttihatçı komitacıları tarafından tahrip edilmiştir” görüşünü dile getirdi.

Aslında başkanlık sisteminin bazı özelliklerinin, Cumhuriyetin kuruluşundan beri geçerli olduğuna dikkat çeken Güzel, “Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, Fransa’daki ‘yarı başkanlık sistemi’nde olduğu gibi, başbakan ve bakanlar kurulu bulunmuştur ama fiiliyatta devlet Çankaya’dan yönetilmiştir” dedi. Güzel, uygulamada aşırıya kaçılmış olsa da İsmet İnönü’nün, Türkiye’yi 1946’ya kadar başkanlık sistemiyle yönettiğini kaydetti.

 

Türkiye başkanlık dedi zaten

Hâlen Türkiye ve İngiltere’de uygulanan parlamenter sistemde, yasama parlamentoya ait, yürütme de parlamentonun denetimindedir. Seçmen parlamentoyu, parlamento da başbakanı seçer. Cumhurbaşkanının görev vermesiyle başbakan, hükümeti oluşturur. Kabinenin parlamentodan güven oyu alması gerekir.

Cumhurbaşkanı ve başbakan arasındaki görüş ayrılıkları sebebiyle zaman zaman ortaya çıkan ‘iki başlılık’ sistemin kilitlenmesine yol açmaktadır.

Özal-Demirel, Ecevit-Sezer benzeri cumhurbaşkanı- başbakan çekişmelerinden bunalan Türk halkı, 2007 yılında yapılan referandumda cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine ezici bir çoğunlukla ‘evet’ (yüzde 69) diyerek, başkanlık sistemine geçilmesi isteğini ortaya koymuştur. 2007 referandumunda cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesine ‘evet’ denilmesiyle, parlamenter sistemden kısmen uzaklaşılarak, başkanlık sistemine büyük bir adım atılmıştır.

 

Başkanlık ve yarı başkanlık sistemi nasıl çalışır?

Amerika Birleşik Devletlerinde başarıyla uygulanan ‘başkanlık sistemi’nde, devlet başkanı doğrudan halk tarafından seçilir, yürütmenin başıdır. Bu sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesi keskindir. Yasamanın (meclis-senato) yürütmeyi feshetme yetkisi yoktur. Yürütme organında (hükümlette) görev alan bir kişi aynı anda yasamada (meclis ve senatoda) görev alamaz.

Başkan, yasama organının (parlamentonun) çalışmasına katılamaz.

Başkanlık sistemi ABD’nin yanı sıra Arjantin, Belarus, Bolivya, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Endonezya, Ermenistan, Ekvador, El Salvador, Filipinler, Guatemala,Güney Kore, Haiti, Honduras, İran, Kazakistan, Kenya, Kolombiya, Kosta Rika, Liberya, Meksika, Nikaragua, Nijerya, Panama, Paraguay, Peru, Seyşeller, Sierra Leone, Sri Lanka, Surinam, Şili, Tanzanya, Uganda, Uruguay, Venezuela ve Zambiya’da uygulanmaktadır.

Fransa, Rusya, Portekiz, Finlandiya ve Nambiya’da uygulanan ‘yarı başkanlık sistemi’, başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin karışımıdır. Yürütme gücü, halk tarafından seçilen devlet başkanı ile meclis güvenine dayanan hükümet başkanı arasında paylaşılır. Fiili olarak ise yürütmenin başı devlet başkanıdır.

Yarı başkanlık sisteminde de parlamenter sistemde olduğu gibi zaman zaman cumhurbaşkanı başbakan arasındaki görüş ayrılıkları, iki başlılığa yol açabilmektedir.

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ - 4 ŞUBAT 2011