IRAK’A AĞIT

IRAK’A AĞIT

 

Demokrasi diye uyut,

böl, parçala, sonra da yut!

Eski taktik ‘süper güç’te,

karar kılar belki üçte.

Parçalar giderayak;

Kuzey, Güney, Orta Irak!

 

Sömürmeye artık başlar,

sindirilir dağlar taşlar…

Parçaları minik minik,

yutmak olur ekonomik.

 

Ne söylesen para etmez,

yer gök petrol olsa yetmez!

Veriyoruz der, alırlar,

hayâllere daldırırlar.

 

Çağdaşlıktan söz ederler,

dinazordan beter yerler1

‘Bunlar yoktu’ der hesapta,

hep dönersin bir girdapta.

Tırmansan da boştur elin,

atıldığın kuyu derin!

 

Başında leş kargaları,

sağmadadır bu diyârı.

Sana tuzak kuruyorlar,

büyük darbe vuruyorlar!

Bölünürsen yem olursun,

bir olursan, kurtulursun.

 

Birlik tek yol kurtuluşa,

ayrılanlar olur maşa.

Kaoslu bir bölgedesin,

karanlıkta, gölgedesin.

Çık tünelden, bölünmeden,

nâmus yerde sürünmeden!

 

Senin derdin, benim derdim,

o beldeye gönül verdim.

Bağdat, Basra taş tâcımız,

Necef gönül ilâcımız.

Ehl-i imân kalmaz darda,

bereketli o diyârda.

Nice büyük sahâbe var,

âlimlerle evliyâlar…

Rehberinden yolu senin,

Ehl-i Sünnet Reisi’in.

 

Gözyaşı dök, ağla, yalvar,

bitsin artık ayrılıklar.

Sebeplere sarıl, çalış,

ilim, teknik, fende yarış.

Boynu bükük kalmazsın,

aslâ mağlup olmazsın.

 

Enformasyon asrı fırsat,

sessiz kalma, çık da anlat.

Sahip ol öz vatanına,

seslen dünya meydanına!

Siner isen seni yerler; böler,

sonra yok ederler.

 

Eski taktik ‘süper güç’te,

karar kılar belki üçte.

Demokrasi diye uyut, böl,

parçala, sonra da yut!

Parçalar giderayak;

Kuzey, Güney, Orta Irak!

 

(2004 I IRAK'TA KANLI ŞAFAK)