İskender Pala Manifestosu

YAŞADIKÇA I İskender Pala manifestosu

 

 

           Prof. Dr. İskender Pala'yı, CNN TÜRK'te yayınlanan "Aykırı Sorular" programında dinledim. (16.07.2012, saat:19.45)

           Türk Edebiyatı dergisinin 464. sayısında tartışılan; benim de öteden beri, Üçüncü Yeni başlığı altında ifade etmeye çalıştığım, "muhafazakâr sanat" konusunda entelektüellerimizden beklenen çıkışı yaptı ve halkın kâhir ekseriyetinin hislerine tercüman oldu.

           - Alkışlıyorum!

           İskender Pala ile Babıali Kültür Yayıncılığı (BKY)'nda yayın yönetmenliği yaptığım sırada görüşmüştük (2001). BKY'ye, İki Dirhem Bir Çekirdek ve Âyine isimli kitaplarının yayını vesilesiyle gelmişti. Çay içip epeyce sohbet ettik. Sanat konusunda fikirlerimiz uyuşuyordu.

           Daha öncesine gidersek, sütun komşuluğumuz da vardır.

           Şöyle ki; İlhan Apak'ın yayın müdürü, Ahmet Sarbay'ın yazı işleri müdürü olduğu, gazetemizin Türkiye Pazar ilâvesinde (1992), "Pazar Muhabbeti" sütun başlığıyla köşe yazıları yazıyordum.

           İskender Pala da aynı ekte, "Zülkarneyn Pala" müstearıyla şiir, edebiyat sayfası hazırlıyordu.

           Okuyucu mektuplarına cevap vermesinin yanı sıra, Necip Fazıl Kısakürek'in "Poetika"sını da tefrika ettiği sayfanın başlığı "Hoş Sadâ" idi. Demem o ki, "muhafazakâr sanat"ta aynı safta duruşumuz sebepsiz değil: Aynı yoldan geçmişiz, Aynı sudan içmişiz...

 

           MUSTAFA İSEN'İN TESPİTİ

           CNN TÜRK'teki program esâsen; İskender Pala'nın, Zaman gazetesinde (10.04.2012) yayınlanan, "Muhafazakârın sanat manifestosu" başlıklı yazısı üzerine, sunucu Enver Aysever'in "Aykırı Sorular"ıyla şekillendi.

           İskender Pala söz konusu yazıda, Prof. Mustafa İsen'in, "Muhafazakâr kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa muhafazakâr estetik ve muhafazakâr sanat normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içindeyiz" sözlerine dikkat çekiyor.

           Emre Aköz'ün, "Muhafazakâr sanat (ve estetik) diye bir şey mümkün mü? Mümkünse nedir, hangi ilkelere dayanarak, nasıl yapılır?" sorularını, 20 maddelik ilkeler manzumesiyle cevaplandıran İskender Pala; manifestosunu, Hasan Bülent Kahraman'ın muhafazakâr sanattan tedirginlik duyanlar için söylediği (Akşam, 08.04. 2012),

           "Korkmayın!.. Kültürel birikimle barışmadan, onu yok sayarak, onu güncelleştirmeden, içselleştirmeden bir yere varamayız!" sözleriyle tamamlıyor.

           "Manifesto da ne?" diyenler için, hemen belirteyim:

           - Manifesto (beyannâme) yayınlamak, edebiyat âleminde bir meydan okumadır.

 

           BEN BİR MUHAFAZAKÂRIM

           CNN TÜRK'te katıldığı programda söze, "muhafazakâr" kavramına açıklık getirerek başlayan İskender Pala, "Muhafazakâr; millî, manevî değerlere, eserlere, âdet ve geleneklere bağlı olan, onları korumak, yaşatmak, devam ettirmek isteyen kişidir" dedi.

           Ve ekledi:

           - Bu tanıma göre ben bir muhafazakârım!

           İskender Pala konuşmasında özetle; sanat adı altında milletimizin millî ve manevi değerlerine hakâret edilmesine, üstelik de bunun vatandaşın ödediği vergilerle (devletten maaş alarak) yapılmasına dur deme vaktinin geldiğini söyledi.

           Müstehcen sanata karşı olduğunu, böyle tiyatro oyunlarını seyretmeye gitmediğini, çünkü bunlardan rahatsızlık duyduğunu belirten Pala, yazdığı romanlarda açık sahne bulunmadığını kaydetti.

           Sözün özü:

           - Muhafazakâr sanat da budur!.. Bayramınız mübarek olsun.

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ – 19 AĞUSTOS 2012

Dosyalar