DAĞCI’NIN DRAMI

KÜLTÜREL BOYUT ı Dağcı'nın Dramı

 

            Günümüz Türk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden büyük romancı Cengiz Dağcı’nın yaşantısı, tıpkı vatanı Kırım ve Kırım Türkleri’ninki gibi yürek paralayıcı. Dağcı, 54 yıl önce gelip yerleştiği İngiltere’de yaşıyor. Çok iyi derecede İngilizce, Rusça ve Polonyaca bildiği halde Türkçe, hem de Türkiye Türkçesi ile yazıyor. “Türkiye Türkçesi anamın bana konuştuğu dil idi” diyen yazarın roman, hikaye ve hatıra olmak üzere 21 eseri yayınlandı. “Korkunç Yıllar”, “Onlar da İnsandı” gibi Kırım Türkleri’nin dramını anlatan romanları başta olmak üzere bütün eserlerini Türkçe yazdı. Bunun sebebini de şöyle izah ediyor:

            “Bir yazar hangi dilde yazar ise o dilin yazarıdır. Polonyalı yazar Kozinevski İngilizce yazdı. Polonya’da kimse tanımaz. Adını bile bilmezler. Benim bütün eserlerim Türkiye Türkçesi ile yayınlanmıştır. Yalnız Türk edebiyatı içinde değerlendirilir.”

            Şuurlu bir Türkçe ve Türkiye sevdalısı olan Cengiz Dağcı’nın ilk kitabı 1956 yılında Varlık Yayınları arasında çıkıyor. “Korkunç yıllar” ve ardından “Yurdunu Kaybeden Adam”. Eser Ziya Osman Saba tarafından yayınlanıyor. Yaşar Nabi’nin ölümünden sonra Dağcı’nın Varlık Yayınları ile irtibatı kopuyor, daha doğrusu koparılıyor. Sebebini şöyle açıklıyor: “Yaşar Nabi’nin ölümünden sonra Varlık Yayınları’nın başına geçenler beni sağcı yazar olarak değerlendirdiler. Eserlerimi basmadılar. Ben yazarların kutuplaşma içinde olmalarından hoşlanmıyorum. Yazar toplumun her kesimine hitap eder.”

            Türkiye’de ideolojik ayrımın çok öne çıkmasından yakınan ve bu yüzden Varlık Yayınevi’nin eserlerinin basımını durdurduğunu belirten yazar, maddi durumun kötü olması sebebiyle eserlerinin Kırım’da da basılamadığını ancak üç ayda  bir yayınlanan “Yıldız” dergisinde “Korkunç Yıllar” ve “Onlar da İnsandı” isimli romanlarının tefrika edildiğini ifade ediyor.

            54 yılda Türkiye Türkçesi ile 21 eser yayınlayan Cengiz Dağcı, Türkiye hasreti ile yanıp tutuştuğu halde gelememiş, Türkiye’yi görememiş. Daha doğrusu kendine el uzatılmamış. Ancak geçtiğimiz günlerde gazeteci Mustafa Köker’in Dağcı ile yaptığı bir mülakatın yayınlanması üzerine Kültür Bakanlığı harekete geçmiş ve ünlü romancımızı Türkiye’ye davet etmiş. Öğrendiğimize göre Kültür Bakanlığı önümüzdeki günlerde dağcı için Ankara ve İstanbul’da ayrı ayrı haftalar ve romancının çeşitli cepheleriyle ele alınacağı geniş katılımlı bir sempozyum düzenlemeyi planlıyormuş…

            Umalım ki Bakanlık bu güzel dşünceleri en kısa sürede hayata geçirsin. Yine umalım ki üstad Dağcı, 54 yıllık ihmalimizi bağışlasın ve türkiyemize teşrif etsin. Hatta geri kalan ömrünü Türkiye’de geçirsin. Zira kendilerinin yaşı ilerlemiştir ve hastadır.

            Eserleri ülkemizde olduğu kadar dünyada da büyük ilgi gören Cengiz Dağcı 20 yüzyıl Türk edebiyatının önemli şahsiyetlerinden biridir. Türk dünyasının yeniden şahlanmasının Dağcı gibi yazarların okunmasına ve anlaşılmasına bağlı olduğu asla unutulmamalıdır.

SEFA KOYUNCU