SADDAM’IN UYARILARI - BHD Haber - 06 Ocak 2007

SADDAM'IN UYARILARI
 
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, İngiltere ve ABD'nin işgali altındaki ülkesinde, asılarak idam edildi. 
Bu  dehşet ve ibret tablosu İslâm âlemi için bir züldür. 
Son ânında kelime-i şehâdet getirdiğine, internet ve televizyonlar aracılığıyla bütün dünya şâhit oldu. İdam sehpasına sâkin biçimde, cesurca ve kararlı bir şekilde çıkan Saddam Hüseyin'in son anlarındaki sözleri ve özellikle İran'la ilgili uyarıları  biz dâhil bölgede yaşayan her insan için önemlidir. 
148 Şiinin katledilmesiyle ilgili açılan Ducely davasında 5 Kasımda idam cezasına çarptırılan ve cezası 30 Aralık 2006'da infaz edilen Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in son sözü, ''Birlik içinde kalın'' oldu. 
 
"Bu insanlar tehlikeli!" 
İnfazda hazır bulunan hakim Münir Haddad, Saddam'ın asılmadan önce, ''Umarım birlik içinde kalırsınız. Sizi uyarıyorum: İran koalisyonuna güvenmeyin, bu insanlar tehlikeli'' dediğini söyledi. Haddad, Saddam Hüseyin'in asılmadan önce ayrıca kimseden korkmadığını söylediğini de açıkladı. 
Saddam Hüseyin ölüme giderken, cellatlarıyla ve orada bulunan kişilerle arasında şu konuşmalar geçti: 
Cellatlardan biri: İşte tiranın sonu... 
Saddam: Adam ol adam... 
Tanıklar: Ülkemizi mahvettin işgale izin verdin 
Saddam: Ülkeyi asıl sen mahvettin işgale katıldın. Ben asker doğdum.
Ölümden korkmuyorum. Canınız cehenneme. 
Tanıklar: Muktada! Muktada! Muktada!
(Şii lider Mukteda El Sadr'a atfen slogan atılıyor) 
Tanıklar: Çok yaşa Muhammed Bekir El Hakem.
(2003 yılında Necef'te öldürülen başka bir Şii lider) 
Saddam: (İdam ipi boynuna geçirilirken kelime-i şehâdeti iki defa tekrarlıyor):
Allah birdir ve Muhammed aleyhisselâm Onun peygamberidir.  Boynundaki idam ipi iyice sıkılmış vaziyette platformda 45 saniye boyunca duran Saddam duasını bitiremeden üzerinde durduğu kapaklı kapı açılıyor ve Saddam düşüyor.
Getirmeye çalıştığı dördüncü ve son kelime-i şehâdet yarıda kalıyor. 
(Saddam'ın boynunun kırıldığına dair ses duyuluyor.) 
Subay: 3 dakika böyle kalacak! Herkes geri çekilsin… 
 
Şii hegemonyası perçinlendi 
TGRT Haber TV'de yayınlanan "Ankara'nın Gündemi" programında konuşan CHP İstanbul Milletvekili, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, Saddam Hüseyin'in idamı ile ilgili görüşlerini açıklarken,
"Batıda olduğu gibi bizde de Saddam'a karşı bir sempati yok" dedi.
Elekdağ sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Ancak BM eski Genel Sekreteri Kofi Anan, Irak'ın Saddam'ın zamanında bugüne göre on kat daha iyi durumda olduğunu söyledi. 
Saddam'ın adalet ilkeleri çerçevesinde yargılanmadığı muhakkaktır. Bunu biz değil Uluslararası Barolar Birliği başta olmak üzere çeşitli kurumlar söylüyor. Dört veya beş unsurdan dolayı Irak'ın geleceğine olumsuz şekilde bakmak gerekiyor. Bir kere Şii ve Sünniler arasında uzlaşma zorlaştı. Bu durum İran'ın parçalanmasının da önünü açtı.
Ayrıca Irak'ta Şii hegemonyası perçinlendi. ABD'nin Şii ağırlığını dengelemek için Sünnilere destek verme politikası vardı.Bunu uygulamak artık zor olacak. Saddam'ın asılmasının Irak'ta barışa istikrara huzura yapacağı hiçbir katkı yok". 
Irak'ın parçalanması Suriye ve İran olmak üzere bütün bölgeyi etkiler. İran şimdi samimi olarak Irak'ta toprak bütünlüğünü savunsa da, ileride kurulacak bir Şii devletine destek olabilir. Basçıların da sisteme entegre edilmesi gerektiğini tavsiye ediyor. Ancak Saddam Hüseyin'in idamından sonra bunu yapmak çok zordur" dedi. 
 
Batı bunu hep yapar! 
Batı, işbirlikçilerini kullanır, işi bitince de çöpe atar.
Nitekim, aynı programda görüşlerini açıklayan DYP Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir ise, Saddam Hüseyin'in Uluslararası mahkemede savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğini ama bu yolun izlenmediğini ifade etti.
Saddam'ın bu şekilde idam edilmesine Türkiye'nin sessiz kaldığını ileri süren Kandemir şöyle konuştu: 
"Saddam bir diktatördü ve bir diktatörün yapabileceği her şeyi yapabiliyordu. Ama bunu kötüye kullanmıyordu. Mesela sosyal yardımlarda önemli şeyler yapılıyordu. Gecekonduları sosyal meskenlere dönüştürüyordu.Hortumculuğu kaldırmak için elinden geleni yaptığı izlenimini uyandırıyordu. Bunu yaparken çok sert davranıyordu.
Mesela Bağdat belediye başkanını Basra'daki bir projede yabancılara menfaat sağladığı için astırdı.Petrol bakanını da idam ettirdi. 
Saddam'ı yanlış istikametlere sevk eden ülkeler de vardı. Bunlar arasında şu an Irak'ı işgal altında tutan ülkelerin büyük payı vardı. Saddam, İran ile savaşıyordu. O zaman Irak batılı ülkelerin değerli müttefikiydi. Batılı ülkeler Irak'a istihbarat, silah ve mühimmat vermek için yarışırlardı.
ABD ve İngiltere şimdi şikâyetçi olduğu kimyasal biyolojik silahları Irak'a kendileri götürdü, fabrikalar kurdu. Batı dünyası o zaman bir sakınca görmedi ve büyük paralar da kazandı. Bu çifte standartları göz önünde tutmak önemlidir. Saddam'ın idamına ise ilke açısından yaklaşmalı. Sevilip sevilmemesini bir kenara bırakalım. Türkiye idamı kaldırmış bir ülkedir. 
Türkiye açıkça bu idama karşı çıkabilirdi ama yapmadı. Mahkeme safahatını izledik. Atanan hâkimlerin sık sık değişmesi. Savunma hakkının kısıtlı olması kuşkuya sebep oluyor". 
 
İşgalcilerin mahkemesi 
Saddam Hüseyin'in asılmasının Irak'ta zaten sıcak olan havayı daha da alevlendirdiğini söyleyen Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir "İç savaşın eşiğinde olan bir ülkede işgal güçlerinin en büyük hatası Irak'ta etnik köken ya da mezhep kaynaklı ayrımı çıkartmalarıdır. Yaşanan iç savaş terörü tetikler. Bu gelişmelerden Türkiye de ister istemez olumsuz etkilenir" dedi.
Kandemir, sözlerini şöyle sürdürdü: 
Saddam bir devletin başkanıdır.
Bu devlete silahlı müdahale oldu. O da elindeki imkânlarla karşı koydu.
Saddam adi bir suçlu değil savaş suçlusu olarak görülmeli ve uluslararası bir mahkemede yargılanmalıydı.
Irak mahkemesi olduğu ileri sürülen ama işgalci güçlerin talimatıyla çalışan bir mahkemede yargılandı.
Bizim bu sebeple Saddam'ın asılmasına karşı çıkmamız gerekirdi"… 
Konunun uzmanı iki emekli büyükelçi Elekdağ ve Kandemir'in,Saddam'ın idamı ve sonrasındaki muhtemel gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri işte böyle. 
Sözün özü (1): Bir İslâm ülkesinde, işgalcilerin bir devlet başkanını idam ettirmesi insanlık için züldür. 
(2) Saddam Hüseyin'in son sözleri, Irak için olduğu kadar Türkiye ve diğer Müslüman ülkeler için de hayâti önemde uyarı niteliğindedir. 
(3) Saddam vak'asında herkes için alınacak pek çok ibret dersi vardır
 
          Sefa Koyuncu  BHD Haber - 06 Ocak 2007