TBMM VE FRANSA

TBMM VE FRANSA

 

            - TBMM Genel Kurulu, Fransa konusunda ne yaptı?

            - Fransa Meclisinin, sözde Ermeni soykırımını inkar etmeyi suç sayan kararını kınadı.  

            - Vekiller başka ne yaptı?

            - Fransa'nın bu târihî yanlıştan vazgeçmesi için dilek ve temennilerde bulundular.

            - Peki sizce bu kınama ve temennilerle bir yere varılır mı?

            - Kınamayla, Ermeni-Fransa müttefik Haçlı seferi geri püskürtülebilir mi?

            - Fransa Meclisi bir dahaki seçim öncesinde (oylarını almak için) Ermeniler adına Türkiye'den tazminat ve toprak talep ederse ne olacak?

            - Olmaz demeyin! Bu vurdumduymaz gidişle bal gibi olur!

            - Çünkü Fransızlar Ermenileşti. Ermeniler Fransa'da Paris siyasetini yönlendirecek kadar güçlendiler. İspatı da Fransa Meclisinden 2001 ve 2006'da geçirilen Ermeni kanunlarıdır. Ermeni diasporasının Fransa'daki olağanüstü etki ve gücünü ortaya koymak için (çok olmasına rağmen) başkaca delile gerek yoktur.

            - Biz ise kınamaya devam ediyoruz; kınaya kınaya gına gelmedi mi? CHP İstanbul milletvekili Onur Öymen TBMM Genel Kurulundaki konuşmasında ifade ettiği gibi, "Aldığı kararla 'ifade özgürlüğünün üzerine bir giyotin indiren'   Fransa'nın bu tutumuna karşı Türkiye'nin bir tavır alması gerekir. Ermenistan, yurtdışındaki lobilerini kullanarak yıllardan beri  Türkiye'ye karşı düşmanca politika izliyor. Uluslararası ilişkilerde alttan alarak, boyun bükerek, yumuşak davranarak hiçbir yere varamazsınız. Tepki göstereceksiniz, tedbir alacaksınız. Onlar sizin canınızı   acıtıyorsa, siz de onların canını acıtacaksınız!''

 

            İtiraf mı, 'özeleştiri' mi?

            Konuşmasında, ''Tarihinizle yüzleşin'' yönündeki eleştirilere de değinen Onur Öymen, Türkiye'nin yüzleşmeye açık olduğunu bildirdi. Türkiye'nin arşivlerinin açık olduğunu belirten Öymen, şöyle devam etti:  ''Gocunacak hiçbir şeyimiz yok. Tarih açılacaksa bütün boyutlarıyla   açılacak. 500 bin Türk'ün Ermeni çeteciler tarafından nasıl öldürüldüğünü de açıklayacağız. Ermenilerin Türkleri nasıl camilere doldurup yaktığını da   açıklayacağız. Yunan askerlerinin nasıl saldırdıklarını da açıklayacağız. Bütün bu tarihin acı sayfalarını ders kitaplarına yazmadık, çocuklara öğretmedik. Çocuklarımızı, İstanbul'da yaşayan Rum ve Ermeni çocuklarına düşman yapmak istemedik.Yanlış mı yaptık. Ermenileri, Rumları Yahudileri bağrımıza   bastık. Biz şerefli bir milletin çocuklarıyız. Hiçbir şart altında milli gururumuzu çiğnetmeyiz. Hakkımızı hukukumuzu koruruz. Bunu Hükümet yapmazsa    Meclis yapar. Meclis yapmazsa halk yapar.'' 

            - Öymen'in bu sözlerini üzerine basa basa tekrak okuyalım…

            "- 500 bin Türk'ün Ermeni çeteciler tarafından nasıl öldürüldüğünü de açıklayacağız.

            - Ermenilerin Türkleri nasıl camilere doldurup yaktığını da açıklayacağız.

            - Yunan askerlerinin nasıl saldırdıklarını da açıklayacağız.  

            - Bütün bu tarihin acı sayfalarını ders kitaplarına yazmadık, çocuklara öğretmedik.

            Çocuklarımızı, İstanbul'da yaşayan Rum ve Ermeni çocuklarına düşman yapmak istemedik. Yanlış mı yaptık?"

            - Evet, yanlış yaptınız?

            - Yıllardır okullarda düzmece târih okutup, Ermenilere, Rumlara, Yahudilere toz kondurmadığınız, onların işlediği katliamları târih kitaplarına yazmadığınız için yanlış yaptınız.

            - Bu sebeple Türk milleti neyin doğru neyin yanlış olduğunu bir türlü anlayamadı. Bu yüzden "Bir milyon Ermeni, otuz bin Kürt öldürdük" diyen müfteriler çıktı.

            - Ancak bir CHP'linin bugün bu itirafları yapıyor ve doğruları târih kitaplarına yazma ihtiyacı duyuyor olması da önemli bir ilerlemedir.

 

            Saptırmalara Karşı Kanun

            - Fransa'nın Ermeni Kanunu, 2001'de de TBMM gündemine gelmişti. T.B.M.M. Dışişleri Komisyon Başkanı Kamran İnan tarafından hazırlanan ve sözde Ermeni soykırımını kabul eden Fransız Kanununa bir tür cevap niteliği taşıyan bir yasa teklifi, 21 Şubat 2001 tarihinde anılan Komisyonda kabul edilerek Meclisin ilgili komisyonlarına gönderilmişti.

            "Uluslararası İddia, İtham ve Saptırmalara Karşı Kanun" başlığını taşıyan söz konusu tasarının esasını, Türkiye'nin Ermeni soykırımı iddialarını reddetmesi ve bunda Israrlı olunmasını düşmanca bir davranış olarak addetmesi oluşturmaktaydı. Tasarının basında yayınlanan metni şöyledir:

            "Türkiye, tarihin tespit ve kabul etmediği Ermeni Soykırımı iddialarını reddeder; bunda Israrlı olunmasını düşmanca davranış addeder. 

            Türkiye, Fransa ve diğer güçlerin Birinci Dünya Savaşı'nda Ermenileri kendi saflarında kullanmalarını, isyana sevk ederek insan kaybına yol açmalarını kınar. Türkiye, ASALA terörüne verilen destek ve himayeyi şiddetle kınar. 

Türkiye, Yukarı Karabağ ve Azerbaycan topraklarının işgalini,insanların göçe zorlanmasını kınar, kuvvet kullanarak toprak genişlemesini reddeder. Türkiye, Bosna Hersek'te 20 binden fazla insanın dinlerinden dolayı, soykırımına seyirci kalınmasını kınar,

            Fransa ve diğer Avrupa güçlerinin manevi mesuliyeti bulunduğunu beyan eder. Bütün insanlığı ilgilendiren tarih, siyasi kararlarla değiştirilemez, yazılamaz, saptırılamaz. Hüküm tarihindir. Hükümet, yukarıdaki maddelerde belirtilen gerçeklerin dünya kamuoyunda tartışılması için gerekli tedbirleri alır."

            - Bu kanun teklifi ne mi oldu?

            - Alt komisyona gitti.

            - Gidiş o gidiş…

            - Eğer bu tasarı 2001'de kanunlaşsaydı, Fransa 2006'da yeni bir Ermeni Kanununu Meclisten kolay geçiremezdi.

            - Gereken tedbir alınmazsa, beş yıl sonra yani muhtemelen 2011'de Fransa tazminat ve toprak talep eden yeni bir Ermeni Kanunu çıkarabilir. Hem de o tarih Türkiye-AB arasındaki münasebetlerin oldukça çetrefilli dönemine denk düşebilir. İlgililer bu hususları çok iyi analiz etmeli ve gerekeni behemahal yapmalıdır. Konu ile ilgili yayınlanmış bir kitabı ve çok sayıda makalesi olan biri olarak, demedi demeyin!

 

            İnan da nişanı iade etti

            Bu arada YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'den sonra eski bakanlardan Kamran İnan da, ''Legion d'Honneur'' nişanını Fransa'ya iade etti.

            Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'a bir mektup yazan İnan, Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Francois Mitterrand tarafından kendisine verilen nişanı ekinde bir mektup ile Fransa'nın Ankara Büyükelçiliğine iletti. İnan mektubunda şöyle dedi:

            ''Fransız Parlamentosunun ve hükümetinin memleketine karşı aldığı düşmanca kararlardan sonra, daha önce Cumhurbaşkanınız Francois  Mitterrand'ın bana verdiği Legion d'Honneur nişanını muhafaza edemeyeceğimden ilişikte size iade ediyorum!

            - Tebrikler Sayın İnan!  

 

Sefa Koyuncu BHD Haber - 18 Ekim 2006

http://www.bhdhaber.com/yazar.asp?yaziid=672&yazarid=64