Yıkılan Temel Direkler

YAŞADIKÇA I Yıkılan Temel Direkler 

 

          Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin yeni yönetim kurulu olarak ilk istişâre toplantısındayız. (9 Şubat 2012)

          - Yeni yönetim başarılı organizasyonlara imza atıyor.

          - Başkan Muzaffer Doğan ve A takımını tebrik ediyorum.

          - Toplantıdan önce, İslâmî Edebiyat dergisine göz gezdirirken, Edile-i şer'iyye ile ilgili bir yazıya takıldım.

          -İslâmî Edebiyat dergisi.

          - İlgimi çekmiş, okumak istemiş fakat hep korkmuşumdur.

          - Yaldızlı ambalaj olmasın?

          - 56. sayısını tedkik etmek o akşam kısmet oldu.

          - Ve korktuğum başıma geldi.          

          - Daha ilk sayfalarını çevirir çevirmez, içim karardı.

          "a) İslâmın üstünlüğü,

          b) İslâmın dünya görüşü" başlıklı yazıda, İslâmiyetin bilgi kaynakları sıralanırken, Kıyâs-ı fukahâ es geçiliyor; İcmâ-i ümmet'e de "ortak akıl" deniliyor.

 

          EDİLLE-İ ŞER'İYYE KAÇ?

          Bu yazıyı okuyunca; 90 yaşında vefat eden sevgili annemi hatırladım. Annem, Mızraklı İlmihâl'i ezbere bilirdi:

          Edille-i şer'iyye kaç?

          Dört. Nedir?

          Kitap, Sünnet, İcmâ-i ümmet, Kıyâs-ı fukahâ.

          Babam merhum Ahmed Hoca Efendi de bu bilgileri, dedemden kalma;

          "Hasan Efendilerin Odası" nâmıyla meşhûr misâfirhânemizde akşamları, Osmanlıca kitaplardan okur; her yaştan mahallenin erkekleri dinlerdi.

          Babam, annem ve önünde diz çöktüğüm hocalardan öğrendiğim bu temel bilgiler; 1968 senesinde ortaokulda iken, fen bilgisi dersimize giren muhterem Osman Karabıyık Hoca'mın bana hediye ettiği Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabında da aynen, hem de çok daha detaylı olarak yazılıydı.

          - Bunları düşünürken çorbalarımız da geldi. Yemekten sonra, dergide takıldığım yazıyı, tam karşımdaki masada oturan yazarına sormak istiyordum. Ancak o, çorbasını bitirdikten sonra, "Afiyet olsun" diyerek, salondan çıkıp gitti. Yemeğin sonuna kalmadı.

 

          NEREDE İMÂM-I A'ZAM?

          Yine de rahat edemedim; yazının, "İslâm'ın getirdiği nizamın bilgi kaynağı; Kur'an (vahy-i metlüv), Sünnet (tebliğcinin uygulamalı açıklaması) bir de (müşterek akıl diyebileceğimiz) İcmâ-i ümmettir..." diye başlayan giriş bölümünü, o an orada bulunan; Muzaffer Doğan, Dursun Gürlek, Bünyamin Yılmaz, Davut Göksu, Mahmut Bıyıklı, Abdülkadir Emeksiz, Şeref Akbaba, Yusuf Dursun, Dilaver Demirağ, Adem Turan, Mehmet Nezir Eryarsoy, Ömer Faruk Paksu, Demirhan Kadıoğlu, Ekrem Altıntepe, Bayram Öz ve Nevzat Özkaya'nın huzûrunda okudum.

          Ve sordum:

          -Nerede, bu yazıda, dört hak mezhep imâmlarımız; İmâm-ı a'zam, Şâfi'î, Mâlik, Hanbel? -İcmâ-i ümmet ortak akıl mı?

          Sultân İkinci Abdülhamîd Hân'ın; kendi zamanında türemeye başlayan mezhepsizlerin şerrinden bu aziz milleti korumak ve Ehl-i sünnet vel -cemâ'at itikâdını bizlere doğru olarak ulaştırmak için yüz binlerce bastırıp, Anadolu'nun en ücra köylerine kadar meccânen dağıttığı, Türkçe Mızraklı İlmihâl (Miftâh-ul Cenne / Cennet Yolu İlmihâli)'de, bakın bu konuda ne diyor:          

          Edile-i şer'iyye dörttür:

          Kitap, Sünnet, İcmâ-i ümmet, Kıyâs-ı müctehid.

          Âlimler din bilgilerini bu dört kaynaktan almıştır.

          Kitap, Allahü azîm-üş-şânın kelâmına denir.

          Sünnet, kavl-i Resûl, fi'l-i Resûl, takrîr-i Resûldür.

          İcmâ-i ümmet, bir asırda bulunan müctehîdlerin, meselâ Eshâb-ı kirâmın veya dört mezhebin bir konuda sözbirliği yapmasıdır.

          Kıyâs, müctehidlerin, bir şeyi, başka bir şeye benzetmesine denir.

(İslâm Ahlâkı, s.191, Hakîkat Kitâbevi-İstanbul)

          Hâsıl-ı kelâm:

          - Edille-i şer'iyye, 15 asırdır İslâmiyetin dört temel direğidir.

          - İslâmî Edebiyat dergisi yazarı, bu direklerden ikisini yıkıyor!.. 

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ - 11 MART 2012

 

 

Dosyalar